Yükleniyor
Yükleniyor
Muğla'nın Köyceğiz ilçesi yakınlarında 17 Ekim 2006 tarihinde trafik kazası geçiren güvenlik görevlisi Pınar Saçıntı'nın hayatı, bir anda değişti. Kazanın ardından 17 gün yoğun bakımda kalan, boynu ve belindeki kırıklar için 3 ameliyat geçiren Saçıntı, pes etmeden hayata tutundu. Buca ilçesinde annesi Pakize Saçıntı (68) ile birlikte yaşamını sürdüren Saçıntı, evinden çalışabileceği bir işle kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için destek bekliyor.
'SAÇMALAMAYIN DİYE KARŞILIK VERDİĞİMİ HATIRLIYORUM'
Herkes gibi bir hayatı yaşayıp, engeli olduğu için eve tıkılıp kalmak istemeyen Saçıntı, "Otelde çalışan bir arkadaşımın babası hastaydı ve tedavi için İzmir'e gelmesi gerekiyordu. 10 aydır evden uzaktaydım. Sezonun kapanmasına 13 gün kalmıştı. Ama benden yardım istendiği için arkadaşımın ricasını kıramadım. İzmirli olduğum için aracı hep ben kullandım. Dönüşte gideceğimiz noktaya çok yaklaşmıştık. Yorgun olduğum için arkadaşımın nişanlısı arabayı kullanmak istedi. Sağ tarafa geçip emniyet kemerini taktığımda uykuya dalmışım. O da 180 kilometre hızla girdiği virajda aracın tekerini mıcıra kaptırmış. Araç takla attı, kazadan sonra 17 gün yoğun bakımda kaldım. Uyandığımda doktorların 'Hiçbir şey beklemeyin sadece gözlerini oynatabilir' dediğini ve 'Saçmalamayın' diye karşılık verdiğimi hatırlıyorum" dedi. 16 yıl önce geçirdiği kazadan sonra önce bel, sonra boynu bölgesi olmak üzere toplam 3 ameliyat geçirdiğini belirten Saçıntı, "Üçünden de sağ çıktım. 'Yaşamak istiyorum', 'Yürümek ve herkes gibi bir hayatım olsun istiyorum' diyerek, vazgeçmedim. Ömrümün sonuna kadar da mücadele etmeye devam edeceğim" dedi.
'HER SABAH GÖKYÜZÜNÜ GÖRMEK İSTİYORUM'
Gününün büyük bölümünü egzersiz ile geçiren Pınar Saçıntı, Denizli'deki özel bir fizik tedavi merkezinden yatılı olarak destek aldığını ve memnun kaldığını dile getirdi. Söz konusu tedaviyi belirli aralıklarla sürdürmek isteyen Saçıntı, "Hayatım egzersiz ile geçiyor. Aldığım nefes bile egzersiz. Felçliyim. Boynumdan aşağısı uyuşuk. Çıldırmamak elde değil. Egzersizlerimi yapıyorum. Gökyüzüne ve güneşe hasretim. Hep hayal ediyorum. Yağmur yağsa da yağmurun altında ıslanabilsem. Dışarı çıkmak benim için çok zor. Çünkü tekerlekli sandalyem çok yetersiz. Neredeyse dört duvar arasında yaşamımı sürdürüyorum. Tedavime devam etmek istiyorum. Omurilik felçlisi olduğum için yapılacak bir şey yok deyip, moralimi bozanlar oluyor. Sonsuz tedaviye ihtiyacım var. Daha iyi bir evde yaşayıp, her sabah gökyüzünü görmek istiyorum. Bunları kendim çalışıp, para kazanarak yapmak istiyorum. Arkadaşlarımın desteği bir yere kadar. Kendime ait bir ev vardı, sattım ama yeterli olmadı. Çalışıp, kazanıp kendi paramı harcamak istiyorum. Telefonla konuşup, insanlarla iletişim halinde olabileceğim bir işi yapabilirim. Bedenimde var ama beynim ile kalbimde engelim yok" diye konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın