Sabahın erken saatlerinde çocuklarımız karnelerini almak için heyecanla uyanıp okullarının yolunu tuttular. İş yoğunluğundan eğitim-öğretim dönemi içerisinde çok fazla okullarına gidemediğim 3 kızımın karnelerini alacakları bu heyecanlı gününde en azından birinin yanında olmayı arzu ettim ve küçük kızım Melike’nin okuluna aracımı sürdüm. Okul bahçesine girdiğimde telefonum çaldı. Hal ve hatırımı sorduktan sonra Haseki başkan adaylığını açıklamış doğru mu diye sordu. Sabahın erken saatlerinde karne merasimine katılmış olmaktan dolayı ofise de henüz geçmediğimi karşı tarafa söyledikten sonra, “abi bugün şu ana kadar böyle bir duyum almadım ancak Haseki başkanın bu dönemde böyle bir düşüncesi var. Hafta içerisinde başkana yakın bir gazeteci, 10 Şubat’ta başkanın istifa edebileceğini ima etmiş, önceki gün de katıldığı okul programında başkan Ankara’ya gitme ihtimalini sözlerinin arasında sarf etmişti” dedim.

Bu sözlerime rağmen başkanlık açıklamasını yapıp yapmadığına dair net bir cevap alamayan arkadaşım en sağlıklı bilgiyi nerden ve kimden alabileceğini sordu. Bir isim telaffuz ettim ve telefonu kapadım. Kızımı kalabalık içerisinde arayıp buldum, aldığı takdir belgesini bana doğru sallayarak, söz vermiştin baba ben takdir belgemi aldım hadi bakalım playstation almaya dediğinde, az önceki gelen telefonun etkisiyle “ tamam kızım sözüm söz alacağım ancak bugün değil yarın alacağım” dedim ve meseleyi araştırmaya koyuldum.    

Sabah bana telefonda sorulan sorunun aynısını bende muhatabıma yönelttim. Az önce benim yönlendirdiğim kişiye gerekli açıklamaları yaptığından önce gülümsedi sonra başkandan bir açıklamanın gelmediğini, önceki gün okulda yaptığı konuşmasında gelen bir soru üzerine, emeklilik ya da Ankara ihtimalini ifade etmiş olmasının böyle bir yoruma sebebiyet vermiş olabileceğini söyledi.

Malum seçimlere ve 10 Şubat’a çok kısa bir süre kaldı. Sadece işi haber olan bizler değil, birçok vatandaş aday adayların kim olacağına yönelik çok fazla merak içerisindeler. Bu yoğun ilgi ve de gündem de ülkemizde siyaseti diğer ülkelerde olduğundan daha da cazip kılıyor ve de çok daha fazla gündeme oturtuyor.

Geçtiğimiz günlerde de bir arkadaşım arayarak, Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu’nun milletvekili aday adayı olacağını duyduğunu hatta yerine başkan olarak oturacak ismin adını da belirterek bunun doğruluğunu sormuştu. Şaşırdım tabi ki böyle bir bilgi karşısında. 10 ay önce başkanlık koltuğuna oturan bir ismin milletvekili adayı olacak olmasının mantık dışı olduğunu söyleyerek arkadaşa bu bilginin doğru olmayabileceğini anlatmaya çalıştım. Yarım saat sonra başkanla randevum olduğu için de hemen kendisini arayıp sorma gereği duymadım doğrusu. Görüşmeye geçtiğimde kendisine bu bilgiyi sorduğum Palancıoğlu, bir haber sitesinin böyle aslı olmayan bir haberi kafasına göre duyurduğunu ve kendisine “sizin iyiliğiniz için böyle bir haberi yazdım başkan” diyerek de açıklamasının olduğunu söyledi. İyiliğinizi düşünerek böyle bir haberi yaptım dediği Palancıoğlu’nun ne kadar canını sıktığını kendisiyle görüşünce anlayan gazeteci arkadaşımız bozulmuş tabi. Aslı olmayan bir haberi yapmak ne kadar muhatabını memnun etmek amaçlı yapıldığı çok fazla tartışılır.

Gelelim Mehmet Özhaseki’nin adaylık mevzusuna. Önceki seçimlerde de adı Ankara için sıkça gündeme gelen Özhaseki, her defasında tabiri caizse naz yapıp istekli gözükmedi ve Kayseri için kafasında yapmak istedikleri hizmetler olduğunu, bu sebeple de öncelikli tercihinin Ankara değil Kayseri olduğunu dile getirdi. Geçtiğimiz seçimde ise bir basın toplantısıyla niyetinin Ankara olduğunu anlatıp adeta vedalaşarak Ankara’ya görüşmelere gitmişti. Beklenmedik şekilde Ankara dönüşü tekrar bir basın toplantısıyla aday olmayacağını açıklamıştı. 4 dönem başkanlık yapan Özhaseki’nin yakınındakilere 30 Mart seçimlerinde büyükşehir adayı olmak istemediğini açıklayıp, kendisiyle birlikte görev yapan diğer ilçe belediye başkanlarının da bırakmaları, yerlerine yeni isimlerin gelmesi gerektiğini ifade ettiğini biliyorum. Bunun üzerine Bekir Yıldız aday olmamış, Memduh Büyükkılıç bu projeye tabi olmayıp yeniden aday olmuş ve seçilmiş, Haseki başkan da Özellikle Abdullah Gül ve bazılarının telkinleriyle yeniden aday olmuştu. Cumhurbaşkanlık süreci dolan Gül, parti genel başkanlığına devam edecek, 30 Mart seçimleri sonrası 2015 seçimlerine kadar siyasete ara vermeden devam edecek olan Mehmet Özhaseki Abdullah Gül kabinesinde yer alacaktı. Hedeflenen hesap bu idi. Ancak Sayın Gül değil de Davutoğlu Genel Başkan ve Başbakan olunca, planlandığı gibi olmadı.

Peki Haseki Başkan bu durumda ne yapar söyleyeyim. Tabi ki siyasette bir gün diğer günü tutmaz, her an her şey değişir ancak Ak Parti MKYK’sinin 10 ay önce seçilen belediye başkanları ile 17 Aralık operasyonu sonrası değişen il başkanları ile ilgili kararı önemli. Yeni seçilen başkanlar devam etsin diye bir karar çıkarsa Haseki başkan aday olamayacak. Yeni seçilen başkanlar devam etsin ancak şu şu isimler aday olsun kararı çıkar da başkanın ismi de bu istisnalar içerisinde yer alırsa o zaman iş değişir ve aday olur. Yani Özhaseki başkan da kararın neticesini bekliyor. Başkanın kafasındaki düşünce net. Herhangi bir mani olacak karar çıkmazsa genel merkezden bu dönemde aday olup Ankara’ya gitmeyi düşünüyor. Partinin kararı bu süreci netleştirecek vesselam.