Güneydoğuyu kanla geri alacakmışız


483 Görüntüleme

Güneydoğu’yu kanla geri alacakmışız!

Geri almak demek, daha önce elimizde olan ve başkasına geçmiş olanın yeniden bize döndürülmesi anlamı taşıyor. Bunun gerçekleşmesi için de yeniden kan döküleceği ifade ediliyor. Üstelik iktidardan destek alan üç beş çapulcunun ülkenin Güneydoğu’sunu hakimiyeti altına aldığı iddia ediliyor.

Üç beş çapulcu olarak ifade edilen terör örgütü Güneydoğu’da hakimiyet kurmuş, idareyi eline geçirmiş, topraklarımıza oturmuş, sözde bayrağını dalgalandırıyor da bizim haberimiz yok nasıl oluyorsa.  Üstelik bu duruma AK Parti hükümeti destek vermiş. AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset üretmekte olanların varabilecekleri son nokta. Bu iddiaları Kayseri Milletvekili MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Melikgazi İlçe Kongresinde yaptığı konuşmasında dile getirdi. Halaçoğlu, “Bugün başı boş üç-beş çapulcunun iktidardan destek alarak Güneydoğuda hakimiyet kurması, zannetmeyin ki bu toprakları onlara bırakacağız, o toprakları kan dökerek almak zorundalar. O topraklar kanla alınmıştır yine kanla alınacaktır” dedi. Bu tehlikeli sözler, daha önceki bir konuşmasında, “Kürt diye bir şey yok, Kürdüm diyenlerin çoğu aslında Türkmendir” diyen  akademisyen Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’na ait. 

Sayın Halaçoğlu ile çözüm süreci ve kürt meselesi hususunda  bir televizyon programında ateşli bir tartışmamız olmuştu. O sebeple çözüm sürecine olan bakış açısını ve değerlendirmelerini biliyorum Halaçoğlu’nun. Güneydoğu’nun üç-beş çapulcu dediği terör örgütünün kontrolüne geçtiğini, devletin güvenlik birimlerinin bu anlamda acziyet yaşadığını, ülkeyi idare edenlerin de buna çanak tuttuklarını iddia eden görüşlerini kararlılıkla savunmuş, bende bir partinin Grup Başkanvekili olarak meclis çatısı altında bulunan birinin ülkenin bir bölgesinin terör örgütü kontrolüne geçtiğini iddia ediyor olmasını yadırgadığımı söylemiştim kendisine.

Programımda söylediklerini bir bakıma tekrar etmiş oldu kongrede söyledikleriyle. Ancak bir cümlesi var ki, o çok tehlikeli ve maksadını aşan bir söylem. “o topraklar kanla geri alınır” diyor. Bir defa o bölgede giden bir toprak parçası yok. Hiçbir terör örgütü bu ülke sınırları dahilinde hakimiyet kuramaz, buna müsaade de edilmez. Türkiye Devleti sayın vekilin iddia ettiği gibi aciz bir devlet değil, hele hele de bugün. Hiçbir vatan evladı da kanının son damlasına kadar mücadele etmeden teslim etmez bir avuç toprak parçasını. Bunu çok defa ispat etmiş bir ülke, bu uğurda onurlu mücadele vermiş bir milletiz.  Şayet iktidarın böylesi bir ihanet içerisinde bulunduğunu da düşünüyorsa derhal o meclisten istifa etmeli ve ihanet edenlerle aynı meclis çatısı altında çalışmamalı Halaçoğlu.

Diğer taraftan esas önemli olan husus, çözüm sürecinde birilerinin tahrik ve provakasyonlarına rağmen önemli aşama kat edilmişken,  ülkenin sırtında yıllardır bir kambur gibi duran terör meselesine son vermenin uğraş ve gayreti gösteriliyorken, kardeşlik ve birliktelik bağları oluşturmaya çalışılıyorken, Halaçoğlu’nun kan içeren sözlerini tehlikeli ve sorumsuz bulmamak mümkün değil. MHP Genel Başkanının çok kritik zamanlarda özellikle MHP tabanına yaptığı itidalli olun, sokağa çıkmayın çağrılarının ülke çıkarlarına yapmış olduğu olumlu katkının tam aksine, aynı partinin Grup Başkanvekilinin tahrik içerikli tehlikeli bu açıklamalarını asla tasvip etmiyorum. Sürece zarar verebilecek, siyasi çıkar maksatlı, sorumluluk içermeyen bu söylem ülke menfaatlerine hiçbir katkı sunmayacağı gibi, ülke üzerinde oyun kurucuların da ekmeğine yağ sürer. Ülke sınırları içerisinde yaşayan bir kimliği inkar etmek sağlıklı bir söylem olmaz. Irak’tan ülkemize sığınmacı olarak gelmiş bir grup Ezidi’nin terör örgütü ele başısının  posterleri ve sözde bayraklarıyla yaptığı yürüyüşü güvenlik kuvvetlerimiz anında müdahale edip gerekli duruşu sergilemiştir. Bir avuç çapulcunun bir takım talep ve emelleri olabilir ancak bu o emellerine ulaşabileceklerini ya da onlara taviz gösterileceğini göstermez. Yapılan açıklama ve söylemlerin varabileceği zararlı hususları görüp o şekilde hareket edilmesi gerekir. Siyaset ilkeli ve de duyarlı yapılırsa toplumda karşılık bulur. Vatanın birliği, beraberliği ve de devamı her şeyin üstünde bir olgudur. Gerek duyulursa pek tabi canlar verilir, bunda asla tereddüt edilmez ancak bir maşanın daha fazla kullanılmasına müsaade etmemekte bir vatandaşlık görevidir.  

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *