Yarın Yılbaşı mı kutlayacağız yoksa Mekke’nin fethinden imani dersler mi çıkaracağız?
Bir miladi yılın daha sonuna yaklaşırken İslam topraklarında Kapitalizmin empoze ettiği ve sözde eğlenceler adı altında Müslüman ülkelere sinsice pazarlanan yılbaşı rezaleti, bu yıl da tüm ahlâksızlıkları, aşırılıkları ve israflarıyla insanlarımızı zehirleyecek.
Yılbaşı kutlamaları ve bu kutlamalar yapılırken yapılan haramları herkes biliyor. Bununla alakalı diyeceğimiz tek şey İslam Diyarlarında ki Müslümanların içler acısı durumudur. Siyonist-Haçlı zihniyet maksadına hasıl olmuşve Noel günleri olarak bilinen Hristiyan bayram günlerini bir kültür haline getirmişlerdir. Elbet bunda devletimizin geçmişte yapmış olduğu kanun ve düzenlemelerin de katkısı olmuştur. Yılbaşını resmi tatil ilan edilip o güne mahsus Milli Piyango adı altında kumar oynatılması hatta belediyelerin Hristiyan kültür ve değerlerine göre tertip ve eğlenceler düzenlemeleri bu halkı bu kirli güne kurban etmiştir. İşin özü budur.
Gelelim asıl mevzumuz Mekke-i Mükerreme’ninfethi konusuna.
- Mekke'nin fethi İslam tarihinde değil, bütün dünya tarihinde eşi benzeri bulunmayan bir hadisedir.
- İmanları-İslamlıkları sebebiyle yurtlarından hicret eden Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) ve Sahabe-i Kiram-ı’na Allah-ü tealanın en büyük lütuflarından biridir.
- Bu fetihle Arabistan Yarımadasında şirkin (Allah'a ortak koşmak) varlığı sona ermiş, Kabe ve civarı putlardan temizlenmiş, tevhid inancı kesin hakimiyetini ilan etmiştir.
- Mekke'nin fethi ile Arabistan Yarımadasında ilk İslam Devleti de kuruluşunu tamamlamış, bundan sonra İslamiyet üç kıtaya hızla yayılmaya başlamıştır.
- Mekke'nin fethi, İslam tarihinde kurulan devletlere ve İslam ümmetine her daim fetihlerin rehberi ve sabrın mükafaatı olarak İslam ümmetin eşsiz bir örnek olmuştur.
Ey Müslüman Kardeşlerim! Kendimize gelelim ve Yüce Rabbimiz bizden nasıl bir hayat tarzı istiyorsa öyle yaşayalım ve İslam tarihinden bir örnekle yazımızı sonlandıralım.
- Bir gün Selahaddin Eyyubi'ye sormuşlar:
- "Neden hiç gülmez, gülümsemezsiniz?"
- Cevap vermiş o güzel komutan:
- "Kudüs Hristiyanların elindeyken benden gülümsememi beklemeyin...."
İşte Selahaddin Eyyubi ve hassasiyeti. İşte İslam ümmetinin günümüzde ki ‘Müslüman’ ın derdinden banane diyen’ şuursuz bir düşünce. İşte ağlanacak halimize gülüyoruz maalesef.
Unutmayalım Ey Müslümanlar! Yarın sessiz kaldığımız şeylerden de hesaba çekileceğiz. Kudus’ün, Mısır’ın, Suriye’nin,Arakan’ın, Doğu Türkistan, Irak’ın ve Yemen’in hatta burnu dahi kanayan bir müslümanın hesabı da mahşerde bizden sorulacak.
Eğer bizden sonra gelecek olan nesillerimize Mekke’nin Fethinin ne olduğunu öğretmezsek iman mücadelesini öğretemeyiz. İman mücadelesine başlayamazsak Kudüs’ü özgürlüğüne kavuşturamayız. Kudüs özgür olmazsa ümmet bir olmaz, bölük pörçük bir şekilde kan ve gözyaşı içerisinde yaşamaya devam ederler.
Ey Rabbimiz! Bizlere iman gücüyle birlikte feraset ve basiret nasip eyle. Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalplerimiz dinin üzerine sabit kıl. Amin.
Dua ve selam ile…